“Mecliste üç kulüp bize 5 yıl yetebilir”
ANKARA – 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde genç ve üniversiteli LGBTİ+’ların sorunlarını ve hak taleplerini gündeme getirmek, bu taleplerin muhatapları tarafından karşılanmasını sağlamak amacıyla Üniversite Queer Çalışmaları ve LGBTİ+ Dayanışma Derneği (ÜniKuir) Seçim kampanyası, seçim sürecinin de LGBTİ+ haklarına sadık kalınarak gerçekleştiğini belirtiyor. başladı.
ÜniKuir Siyasi Katılım ve Savunuculuk Programı Koordinatörü Mahmut Şeren taleplerini dile getirdi ve LGBTİ+’ların seçim sürecinde yaşadıkları hak ihlallerini anlattı. Cumhurbaşkanlığı adaylarından beklentilerini ve talepleri karşısında atılacak adımları aktaran Şeren, TİP’ten 2, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nden 1 LGBTİ+ adayı olduğunu hatırlatarak, “Önemli olan bunların olması. adaylar seçilebilecekleri yerlerden adaylardır. Belki 3 kuirin meclise girmesi için 5 yıl bile yeterli olabilir.
‘BİLDİRİM GENÇ ÜNİVERSİTELİ LGBTİ+ BEKLENTİLERİ İÇERİR’
UniKuir, seçimlerde genç ve üniversiteli LGBTİ+’ların sorunlarını ve hak taleplerini gündeme getirmek için bir kampanya başlattı. Bu kampanya süreci nasıl gelişti?
Kampanyalarımızı dört başlık altında topluyoruz. Medya içeriğiyle başladık. ÜniKuir’in sosyal medya hesaplarında ve internet sitelerinde oy verme, seçmen kütüğü veya beklentilerimizle ilgili içerikler paylaşmaya başladık. Bir bildiri hazırladık. Bu açıklama genç üniversiteli LGBTİ+’ların seçim sürecinden ve seçim sonrasından beklentilerini içermektedir. Bu dönemde forumlar oluşturduk. 30 Mart’ta bir lansman yaptık ve 13 Nisan’da İstanbul’da bire bir yapacağız.
‘SİYASİ PARTİLER İÇİN ÖNEMLİ BİR REHBER OLACAK’
Hazırladığınız seçim beyannamesinde adalet, çevre ve iklim krizi, eğitim, emek, sağlık, siyasal katılım, sosyal hizmetler ve siyaset, 6 Şubat depremi başlıkları dikkat çekiyor. Bu, taleplerinizi içeren genel bir başlık mı?
Evet. Seçimden ve seçimden sonra ne beklediğimizi, ne talep ettiğimizi konuşurken ağzımızdan bir şeyler döküldü. Bunları yedi sekiz kısım halinde isimlendirdik. Aralarında yaklaşık 200 konu var. Bu konular LGBTİ+’ların temel taleplerini ve analiz önerilerini içeriyor. Bu açıklamanın tüm sorunları çözeceğini iddia etmek mümkün değil ama özellikle unsur ve sorumluluk almayı taahhüt eden siyasi partiler için değerli bir yol gösterici olacağını düşünüyoruz. Seçimden sonra siyasi partilerin bu beyannamedeki unsurları üstlenmelerini ve yetkileri çerçevesinde uygulamalarını isteyeceğiz. Süreç bizim için 14 Mayıs’ta veya 28 Mayıs’ta bitmeyecek, ondan sonra da çalışmaya devam edeceğiz.
‘ERDOĞAN ÖRNEĞİ LGBTİ+’LARI ŞAŞIRTAN BİR ÖRNEK DEĞİL’
Günümüz siyasetçilerinde LGBTİ+’ların inancı ve beklentisi nedir? 2000’li yılların başında Abbas Güçlü’nün programında Recep Tayyip Erdoğan’ın LGBTİ+’lara verdiği sözler hep akılda kalır. Bunların hiçbiri olmadığı gibi birçok hak ihlali de yaşandı.
Türkiye’de siyasete, yargıya ve genel olarak kamu hizmetlerine inanç giderek azalıyor. Bütün grupların bu konuda haklı talepleri var. LGBTİ+’ların da haklı sebepleri var. Örneğin geçtiğimiz seçimlerde çeşitli LGBTİ+ örgütlerinde kampanyalar yürütüldü. Bu süreçte bazı adaylar belli taahhütlerde bulundular, yeterli niyet gösterdiler ve bazı protokoller imzalandı. Bu adaylardan bazıları taahhütlerini yerine getirirken, bazıları da imzadan sonra bir daha hiç görülmedi. Erdoğan örneği LGBTİ+’ları şaşırtan bir örnek değil. Erdoğan’ın siyasi geleneğinin ve siyasi geçmişinin LGBTİ+’lara bir fayda sağlamayacağı kesindi. Siyasi gelenekleri LGBTİ+’lardan yana olmayı uman bazı kişilerde de bu hayal kırıklığını yaşadık. Erdoğan gibi kin yayan, kin üreten, yasaklayan bir yerde de değillerdi ama ‘Biz yanınızdayız’ demediler, bizimle de kalmadılar.
Kimdi bu isimler?
Adını vermeyeceğim ama belirtebilirim. Örneğin Genç LGBTİ+ Derneği İzmir’de faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşudur. 2018 seçimlerinde milletvekilleri için bir LGBTİ+ bağlılık kampanyası yürüttü. 50 küsur aday imzaladı, 20 küsur aday milletvekili seçildi. Yarısının bu taahhütleri yerine getirmeye çalıştığını, diğer yarısının da bu konuyu konuşmadığını görüyoruz.
‘ÖNCE KENDİ MÜCADELEMİZE GÜVENİYORUZ’
Öncelikle kendimize, kendi çabalarımıza güveniyoruz. LGBTİ+’lar siyaset alanında ve diğer alanlarda bazı kazanımlar elde ediyor, etmeye de devam edecek. Bu alanda bir geçmişimiz var. Türkiye’nin LGBTİ+’lar ve diğer konularda bu kadar kutuplaştığı bir ortamda LGBTİ+’lar için hak temelli söylemler yapmak yürekten bir örnek.
‘SAVAŞ BİTMEYECEK’
Erdoğan’a güvenmediğinizi belirtmişsiniz. Yine Refah Partisi’nin Cumhur İttifakı’na katılması konuşulurken, talepler listesinde LGBTİ+ derneklerinin kapatılması talebi yer aldı. Bir ittifakın ortasında anlaşmada faaliyet alanlarınızın feshedilmesi talebi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu bir göstergedir. İttifak yapma ve cumhurbaşkanı adayını destekleme kurallarının tam ortasında olmamız, LGBTİ+ hareketinin Türkiye’ye yerleştiğini ve olumsuz bir yerden de olsa tanındığını gösteriyor. Tersine bir galibiyet olduğunu düşünüyorum. Burada yanılıyorlar, derneklerimiz olduğu için bu alanda çalıştığımızı, kimliğimizi bu yüzden savunduğumuzu, bu yüzden ‘Onur Yürüyüşleri’ düzenlemek istediğimizi sanıyorlar… bir gerekliliktir, ancak dernekler bunun için tek araç değildir. Dernekleri kapatınca bizim işimizi bitireceklerini düşünebilirler. Bir gün böyle bir şey olsa bile bu çaba bitmeyecek. Bu böyle diye derneklerden vazgeçmeyeceğiz. Bu haktan geri durmayacağız ve bunların kapatılmasına izin vermeyeceğiz.
‘KILIÇDAROĞLU’NUN HAKLI CEVAP VERMESİ MÜMKÜNDÜR’
Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, diğer cumhurbaşkanı adayları Muharrem İnce ve Sinan Ogan’ın kampanya dönemindeki telaffuzlarına baktığımızda LGBTİ+’lara yönelik açık bir vaat görmedik. Diğer adaylardan beklentileriniz nelerdir? Hele Kılıçdaroğlu’ndan?
Buna bireysel bir yanıt verebilirim. Doğrudan bir soru olmadıkça doğal olarak gündeme getireceğini sanmıyorum. Tam olarak istediğimiz gibi olmasa da Kılıçdaroğlu’nun hak temelli cevaplar verme ihtimali var. Anayasa değişikliği tartışması sürecinde Kılıçdaroğlu’na önceki bir programda “LGBTİ+’ların aile hayatını tehdit ettiği iddia ediliyor” diye sorulmuş, Kılıçdaroğlu “Hayır, hayır, kimse aileye düşman değildir” yanıtını vermişti. O cevap burada kalmamalıydı, biraz daha açılmalıydı, istediğimiz buydu. Ancak günümüz koşullarında üzücü bir tavır değildi. Kılıçdaroğlu’nun adaylığı tartışılırken billboardlara “Cinsel yönelim kanunen dezavantaj olmaktan çıkarılacak” pankartı asıldı.
‘KILIÇDAROĞLU’nun telaffuzunun artmasını BEKLİYORUZ’
Muhtemelen kampanya sürecinde doğrudan bir şey söylemeyecek ama söylemesini talep ediyoruz. söylemesini sağlamaya çalışacağız. Önümüzde bir dizi olumlu telaffuz var ve artmasını bekliyoruz. Millet İttifakı dediğimiz yapı, adayları Kılıçdaroğlu olsa da bundan ibaret değil. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, geçtiğimiz haftalarda kadın-erkek evliliklerinin olmayacağına dair bir açıklama yapmıştı. İstanbul Sözleşmesi’ne karşı tutumlarını da biliyoruz. Bunlar tepkimizi çekmez, güvenimizi sarsmaz. İnsan hakları konusunda muhalefet kanadını oluşturan herkesin asgari standartları kabul etmesi gerektiğini düşünüyorum.
LGBTİ+LARIN OY HAKLARININ ENGELLENMESİ
Kampanyanıza dönecek olursak, LGBTİ+’ların oy haklarını kullanırken karşılaşabilecekleri hak ihlallerini takip edeceğinizi ve bildireceğinizi beyan ediyorsunuz. LGBTİ+’lar bu zamana kadar sandıkta ne tür engellerle karşılaştı?
Boğaziçi Üniversitesi’ndeki sürecin ardından gökkuşağı bayrağına, trans bayrağına ve mitinglerdeki pankartlara müdahaleler olduğunu görüyoruz. Bunlar da bu başlık altında ama çok temel doğrudan oy hakkının önündeki engeller lafın konusu. Türkiye’de bireylerin nüfus cüzdanlarında cinsiyet ve isim değiştirmesi kolay ve erişilebilir bir işlem değildir. Bunun bu kadar kolay ve ulaşılabilir olmadığı bir ortamda kişilerin dış görünüşleri, cinsiyet ifadeleri, kullandıkları isimler bazen ellerinde bulundurdukları Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartlarına göre farklılık gösterebilmektedir. Örneğin sandıkta bazı LGBTİ+’lar ‘Buradaki fotoğrafa benzemiyorsun, başkasının kimliğiyle mi geldin, başkasına mı oy veriyorsun’ gibi ithamlarla karşılaşabiliyor. Kamu kurumlarında yaşanan sıkıntılardan dolayı “Gitseydi fotoğrafını değiştirmiş” diyebileceğimiz bir noktada değiliz. Herkesin adres kaydı yeni değil. Mutlaka bir konutta kayıtlı olmayan insanlar vardır. Bunların ortasında da aile içi şiddetten kaçıp korunmak isteyen LGBTİ+’lar var. Bu LGBTİ+’ların muhtemelen oy hakkı olmayacak. Sandıkta diyelim, oy kullanacaklar, sandık görevlileri veya güvenlik görevlileri tarafından fiziki ve sözlü tacize uğrayanlar olabilir. Diğer LGBTİ+’ların bunu yaşamasalar bile oy kullanmasına engel olabilecek şeyler bunlar. İnsanoğlu bunları yaşama ihtimali nedeniyle sandıktan sağlık hizmeti almaktan, belediyeye gitmekten kaçınabilmektedir.
SEÇİMİN ÖNEMLİ OLDUĞU YERLERDEN ‘LGBTİ+ ADAYLARI’ ADAY OLABİLİR’
LGBTİ+’ların adaylığının siyasette görünür olmasını talep ediyorsunuz. Bugün çok az siyasi parti LGBTİ+ adayı. Bu iddia hakkında ne düşünüyorsunuz ve 15 Mayıs’ta nasıl bir Türkiye’ye uyanmayı hayal ediyorsunuz?
Bildiğimiz kadarıyla Türkiye Kurmay Partisi’nden iki trans aday ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nden bir biseksüel aday var. Siyasi partilerin bununla hiçbir ilgisi yok. Siyasi partilerin, LGBTİ+’lar için daha sadık bir örgütsel alanın nasıl oluşturulacağına dair politikaları yoktur. Bunun için çabalar var ama teşvik yok. Bunlar olmadan aday sayısı az. Bu adayların seçilebilen yerlerden aday olması değerlidir. 3 kişi az değildir. Aradan 5 yıl bile geçse 3 queerin mecliste olması bize yetebilir.
“İLERİ ADIM ATABİLECEĞİMİZ BİR SABAHA UYANACAĞIMIZA İNANIYORUZ”
LGBTİ+ hareketi yıllardır çok önemli bir siyasi geçmişe sahip. Bunlara yönelik çeşitli kampanyalar, raporlar, önemli siyasi faaliyetler ve lobi faaliyetleri bulunmaktadır. 15 Mayıs’ta bunların gerçekleşmeye başlayacağına ve hak ihlallerinden hep ileriye adım atacağımız bir sabaha uyanacağımıza inanıyoruz. Cumhur İttifakı kazanırsa ittifakın yapacaklarından dolayı hak kazanma ümidimiz yok. Millet İttifakı’nın adayı kazandı diyelim ama orada da her şeyin pembe olacağını düşünmüyoruz. Böyle bir durumda çabaladığımızda daha çok kazanacağımızı düşünürüz. Bunları sağlayacak fikirlere, deneyime ve kararlılığa sahibiz. Muhataplarımızdan olumlu bir şekilde yanıt vermelerini bekleyeceğiz.